14 Ekim 2014 Salı

anne hastalandı,saçmaladı,yazdı...(03.12.2013)

  Kış geldi kapıya dayandı.Böylece hastalık ve ilaç sezonuda açıldı.İki gündür hastayım.İnanın yatacak yerim yok.Yani gerçek anlamda diyorum.Hemen yanlış anlamayın.Tek ben hasta olsam neyse peşimden sırasıyla oğlan kızlar ve baba…sıralama bazen değişiyo tabi.Kısacası hastalık bizim eve geldimi gitmek bilmiyo.Birimiz düzeliyo öteki başlıyo, öteki daha düzelmeden diğeri hastalanıyo, diğeri düzeliyo beriki başlıyo…amannnn ne saçmalıyorum yine? Ateşim 39a dayandı galiba.Ne konuşup ne yazdığımı bilmiyorum.

Neyse efenim.Ben hastalandığımda öyle yatağa boylu boyunca yatıp yanımda sıcak su torbaları ve taze sıkılmış portakal suyu filan yok.Ter attığımda sırtıma havlu sokuşturanda yok.Evet evet maalesef istirahat edebileceğim yer ve zamanda yok.
Neden?
Çünkü ben anneyim!…
Anneler hastalanmaz…
Anneler uyumaz….
Anneler yorulmaz…
Anneler acıkmaz…
Anneler tatilde çamaşır yıkar ütü yapar…
Anneler süper güce sahip üstün varlıklardır ama dimi!
Düşündümde anneler tuvaletede gitmez…!
Bu durumda babaların halinden bahsetmek bile istemiyorum.

Aklıma gelmişken isviçreli bilim adamlarına bir çift lafım olacak;
“Lütfen şu diş fırçasının kıl yönleri çalışmanızı bitirince annelerin DNA sınında şifresini çözer misiniz? Annelerinde etten kemikten olduğunu hastalanınca babalar ve çocuklar gibi istirahat etmeleri gerektiğini dünyaya açıklar mısınız?
Biliyorum çok yoğun çalışıyosunuz ama aralara sıkıştırırsanız sevinirim.
Saygılarımla Efenim”

Neyse canım bizde bi anneyiz sonuçta hastalanınca naz yapacak kimsemiz yok işte napalım.Herkes bize naz yapar ilgi bekler sevgi bekler.

Ateşim 39 u geçti sanırım.Hah bi öksürük yoktu o da geldi kadro tamamlandı.Benimde öksürükten kısa bi süre sonra sesim kısılıyo niyeyse.Ay bi çirkin oluyo anlatamam yani.Tiz tiz aralarda kısık çatlak ve rahatsız edici.Şöyle avaz avaz bağramıyorum bile.Eeee bağıramayınca beni takan da yok.Düşünsenize kısık sesle çocukları fırçaladığımı? Hiç düşünmeyin bacım bişeyi bin kerede söylesen sesin yeni ötmeye başlamış horoz gibiyse kendi çöplüğünde kendin öter kendin dinlersin.

Ha ne diyodum? Tamam hastayım onu anlatıyodum.Önceki akşam kızların uyku saatini biraz beri çektim.Halim yok hemen uyusunlar bende dinleneyim derdindeyim.Ama nerdeee yatağın tepesinde hoplayıp zıplıyolar, itişiyolar, bağrışıyolar…vs.Bende de ses yok ya bağıramıyorum kızamıyorum tüm otoritemi kaybettim yani.Neyse başım zonklamaya başladı.O arada dişim yerinden çıkacak gibi ağrımaya.Eeee bizde insanız neticede dayanamadım yastığa kapandım başladım zır zır ağlamaya.Birden odada bi sessizlik oldu.İkiside yanıma geldi yattı.
Gökçe “noldu anne niye ağlıyon”
Ben şaşkın şaşkın “dişim ağrıyo”
Ayça “dişin mi ağrıyo anne yat o zaman uyu hadi”
Gökçe “hadi anne biraz su iç.Hadi kalk ben getireyim mi anne?”
Ben ağzım bi karış açık”ha ….ne…”
Ayça “ilaç getireyim mi anne?”

Ayyy düşüp bayılacaktım.İki haydut benim için seferber olmuştu.Üzülmüşler çare arıyolardı bacaksızlar.Sonra ikiside fırladı gitti yanımdan ” babbaaa baba anneme ilaç verrrr” diye bağrışıyolardı.Ulan öldümde cennette miyim diye elime cimcirik attım.Hoşumada gitmedi diil yani kendimi prenses gibi hissettim.Biri su getiriyo biri ilaç biri elini koymuş saçlarımı okşuyo…. ben kasıldıkça kasıldım.Oh be şıp diye gitti bütün ağrılar.O gece çıt ses çıkarmadan uyudular.Arada bu durumu kullanasım var ama ana yüreği işte dayanmıyo :))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder